Yok artık eskilerin sen çocuksun bilmezsin, çocuk ne anlar vs. Sözleri Olmamalı da Doğuştan müthiş bir potansiyele sahip olan, algılama güçleri ve kapasitelerinin dorukta olduğu çocukluk döneminde; onların bu özelliği kırmamak için başta ebeveynler ve toplum olarak ciddi sorumluluğumuz bulunuyor. Bu noktada, en önemli konulardan biri de değerlilik hissi. Bu yetişkinde de çocukta da çok önemli; çünkü değerlilik hissi alan çocuk kendisini ebeveynlerin bir uzantısı olarak değil bir birey olarak hissedecek ve ailesine bağlılığı oluşacağından dış dünyada sahte mutluluklar arayışına girmeyecek, kendini bu hayatta bir değer olarak görüp özgürleşecek. Peki bir çocuğa değerli olduğu hissi nasıl verilir? En önemlisi çocuğu var olduğundan dolayı, insan olmasından dolayı değerli görmek. Yaptıklarıyla, yapmadıklarıyla, özellikleri, davranışlarıyla değil; çünkü bu ölçütlerin devamlılığının garantisi yok.
Mesela çocuğunuza okul başarısından dolayı değerli gördüğünüz hissini vermişseniz; çocukta şu algı oluşacak: başarısız olursam değersiz olucam, bir hiç olacağım. Bu düşüncedeki bir çocuk, ya başarısız olmamak için kendini aşırı bir stres ve kaygı içerisine sokacak ki bu da ruhsal hastalıkları beraberinde getirecek ya da başarısız olduğunda çocukta bir çöküntü olacak. Değerlilik hissini somut olarak nasıl oluşturabiliriz? Birincisi çocuğunuzu dikkate alarak dinliyorsanız -dikkate alarak dinliyorum; çünkü geçiştirme, eleştirme, yargılama niyetli dinlemeler değil- onu anlayarak, duygusuna girerek dinlemek. Ve devam ediyorum, cocugunuzla göz teması kurmak.
Onun hissettiklerini hissedebilmeye çalışmak ve duygularına yüz ifadelerinizle de karşılık vermek. Yeri geldiğinde o ağladığında ağlayabilmek ki seninle birlikte ağlayabilen kişi, senin derinliğine erişebilmiştir -tabi çocukların yanında güçsüz ve kontrolsüz olmaktan bahsetmiyorum- Bizim için çok sıradan; ancak onların dünyasında heyecan verici olan bir şeyle karşılaştığımızda, onun heyecanını yakalayıp, ortak olmak. Çocuğunuzla yürürken önden önden gitmek yerine onun hizasında olmak. Onunla konuşurken veya onu dinlerken göz seviyesine inebilmek. Onu kucağınıza alıp sizin gördüklerinizi, onu meraklandıran şeyleri görmesini sağlamak. Düşünsenize kalabalık bir ortamdasınız çocuk için ilgi çekici şeyler oluyor ve o ayakta sadece diğer insanların bacaklarını görüyor. Bunlar küçük ama çoğu kez düşünülmeyen, uğraşmak istenilmeyen oldukça gerekli noktalar.
Çocuğunuz istediği için bir şey yapıyorsanız bana göre ve benimsediğim Anadolu pedagojisine göre de mantık, hem çocuğunuzun hem de sizin bundan keyif almanız. Kendinizi zorlayarak, başa kalkmak ya da çocuğun burnundan getirmek için yapmış olmanızın hiç bir anlamı olmadığı gibi olumsuz etkileri vardır. Onlar her şeyi ama her şeyi hissederler. Bizim söylediğimiz herhangi bir şey onların bilinçaltlarına farklı anlamlarla girebilir. Bundan dolayıdır ki ne söylediğimiz kadar nasıl söylediğimiz de önemlidir. Ve sen benim için çok değerlisin, sana sadece var olduğundan dolayı çok değer veriyorum diyelim sürekli. Onlar çok iyi gözlemci, sezicidirler herkesin değer görmeye hakkı vardır…