Hücre Dışı ve Hücre İçi Bölümde Su Eloktrolit Dengesizliği

HÜCRE DIŞI BÖLÜMDE SU VE ELEKTROLİT DENGESİ BOZUKLUKLARI

Hücre dışı bölümde su tutulması

Bedende su ve tuzların fazlaca tutulmasının sonucudur; ödem oluşturur.

Nedenleri çeşitlidir; başlıca nedenleri arasında böbrek hastalıkları (böbrek yumacıkları iltihapları, nefrotik sendrom), kalp yetmezliği, karaciğer iltihapları, sirozlar ve protein eksiklikleri sayılabi-

lir. Bazı hormonlar su ve tuz tutulmasını kolaylaştırabilirler: Hipofiz kortikotropini (ACTH); kortizon-, dezokstkortikosteron; testosteron.

Klinik belirtiler su ve tuz tutulmasının şiddetine göre değişiktir. Başlangıçta her şey, yalın bir kilo alma ile özetlenir; daha sonra yüzeysel, beyaz, yumuşak, ağrısız, üstüne parmakla basılınca deride iz kalan, bacak ve ayaklarda yerleşen ödemler belirir. Daha ileri bir dönemde iç organ ödemi (beyin ve akciğer) ve akciğer zarlarının her iki yaprağı arasında ve karın boşluğunda sıvı toplanmaları ortaya çıkar.

Laboratuvar incelemesinde hematokrit değeri düşüktür. Serum sodyum düzeyi azlığı ve sidikte sodyum azlığı (değişmez belirti) gözlenir.

Tedavi tuzsuz beslenme rejimine dayanır. Bazı yaygın ödemli durumlarda (anazarka) hastadan hızla ve çok çabuk belli miktarda sıvı çekmek gerekebilir.

Değişik ilaçlar kullanılabilir. İyon değiştirici reçineler, sidik söktürücüler; bazı özel durumlarda dijital.

Hücre dışı bölümde su yitimi

Her zaman sodyum (tuz) ve su yitiminin sonucudur.

Su yitiminin nedenleri birçok kökene bağlı olarak çok çeşitlidir:

— sindirim sistemi kökenli: Kusmalar sık ve önemli bir nedendir; kolera sırasındaki ishaller, enfeksiyonlar ya da zehirlenmelerdeki bazı ishaller ciddi su yitimlerine yol açabilirler; tekrarlanan mide yıkamaları, uzun süren mide-barsak sıvısı emme işlemleri, sindirim sistemi fistülleri, daha ender rastlanan nedenlerdir;

— deri kökenli: Özellikle süt çocuğunda görülen «sıcak çarpmasında olduğu gibi, bol miktarda terlemeler, ciddi su yitimlerine yol açabilirler; geniş alanları kaplayan yanıklar da su yitimi nedenidir;

— böbrek kökenli: Özellikle ciddi su yitimlerine yolaçabilen süreğen böbrek yetmezliğindeki sidik miktarı artması.

Şeker komasında, klinik tabloya şiddetli bir su yitimi egemendir.

Bütün hastalarda güçsüzlük ve gerçek bir bitkinlik görülür. Buna karşılık susamaya sık raslanmaz.

Beden örtüleri özel bir görünümdedir; derinin gerginliği yitmiştir; iki parmak arasında sıkıştırıl-dığında oluşan kıvrım, bırakıldığında yitmez; deri güçlükle yeniden gerilir. Gözyuvarları, çevresi mor halkalı göz çukurlarının içine gömülmüşlerdir.

Hasta kilo yitirir. Toplardamarlar dolgunluğunu yitirir; atardamar basıncı düşüktür, atardamar büyük ve küçük basınçları arasındaki fark da azalmıştır.

Kan suyunun azalmasıyla ilgili başlıca belirtiler görülür ve kan yoğunluğunun artışı belirtilerine uyarlar. Kan hücrelerinin hacmi ile kan suyunun hacmi arasındaki oran (hematokrit) yükselir ve kan proteinleri artar.

Klor ve sodyum bazen azalır; ama bu olguya her hastada raslanmaz. Kan üresi çoğunlukla yüksektir.

Tedavi, tuzlu sıvıların (r^ 0,9 NaCl ya da fizyolojik serum, v.b.) hızla damar içine verilmesine dayanır. Böbreküstü bezi yetmezliğinde olduğu gibi, birlikte bulunabilecek hücre içi bölümde aşırı su artışından kuşkulanılıyorsa, nispeten sudan çok tuz verilir. Tersine, şeker komalarının çoğunda olduğu gibi, hücre içi su yitiminden kuşkulanılıyorsa, su miktarı tuz miktarından fazla olmalıdır; şeker komalarında hem hücre içi, hem de hücre dışı bölümlerde su yitimi vardır.

Tedavi sırasında biyolojik gözetime bağlı olarak, verilecek sodyum klorür dozları bir hastadan ötekine değişir. Bazen, sodyum bikarbonat vermek gerekebilir. Şok durumuyla savaşmak için, plazma yardımcı bir tedavi öğesi olabilir. Çok sıcak ortamda bütün kişilere, önlem olarak, yeterli miktarda su alınması ve yiyeceklerin iyi tuzlanması önerilir. Çöl göçebeleri bu sorunu iyi bilirler ve uzun yürüyüşlerde, içecekleriyle birlikte tuz parçaları yutarlar.

HÜCRE İÇİ BÖLÜMDE SU VE ELEKTROLİT DENGESİ BOZUKLUKLARI

Hücre içi bölümde su tutulması

Organizma hücrelerinin suyla gerçek bir zehirlenmesi söz konusudur. Tuz yitimi ve su miktarında artış vardır; bu durum, suyun aşırı ölçüde hücre içine girmesini sağlar. Hücre içi bölümde su tutulmasının 4 büyük nedeni vardır-.

— sindirim sistemi kökenli tuz yitimleri (kusmalar ve ishal), önemli bir yitime yol açar; kişiler tuz almadan su içmeyi sürdürürler; böylece hızla geçişme basıncında azalma yerleşir;

— böbreküstü bezinin yetmezliği, ivegen bir nöbet biçiminde hücre içi bölümde tam bir su tutulması tablosu gerçekleştirir;

— yolaçabilecekleri merkezi sinir sistemi kökenli kusmalar nedeniyle, değişik sinir hastalıkları (vereme bağlı beyin zarları iltihabı, beyin cerrahisi girişimleri sonrası ihtilafları) hücre içi su tutulmasına yolaçarlar;

  1. Hücre dışı bölüm sıvısının bileşimi. — B. Hücre içi bölüm sıvısının bileşimi.

— böbrek hastalıkları, hücre içi bölümde su tutulmasının çok önemli nedenlerinden biridirler: Süreğen böbrek iltihaplarında gözlenen sidik çıkarama-ma (anüri) ve yetersiz sidik çıkarma (oligüri) nöbetleri; v.b.

Klinik belirtiler, sindirim sistemi belirtileridir: İştahsızlık;’ bulantı ve kusmalar. Dil nemlidir ve sinirsel belirtiler baş ağrılarıyla, ruhsal bozukluklarla, kas kramplarıyla yansır.

Yorgunluk çok şiddetlidir; ateş normal ya da düşüktür; atardamar basıncı normal ya da hafifçe yüksektir. Biyolojik incelemede kan suyunun geçişme basıncında (etkin) bir azalma gözlenir. Kan sodyumu düşüktür.

Tedavi, düşmüş geçişme basıncını düzeltmeye, hattâ bazı hastalarda fazla hücre suyunda bir azalmaya yol açacak olan geçişme basıncı fazlalığı yaratmaya dayanır.

Geçişme basıncı azlığı elektrolitlerde yitime, özellikle de sodyum (tuz) yitimine bağlıysa, bu yitim damar yoluyla elektrolit verilerek giderilmelidir. Tersine, geçişme basıncı azlığı su fazlalığına bağlıysa, çok sıkı bir sıvı kısıtlamasıyla bu suyun beden dışına çıkarılması gerekir. Aşırı durumlarda, böbrek dışı kan temizlemeye başvurulur.

Hücre içi bölümde su yitimi

Hücre içi bölümde su yitimi, ya bedenden su yitiminde ya da hücre dışı ortamlarda tuz fazlalığında gözlenebilir. Bu .2 neden, hücre dışı sıvının geçişme basıncında bir azalmaya yol açar.

Bedenden su yitimi, su bilançosunun olumsuz olduğu bütün hastalıklarda görülebilir; çünkü su alımı gereksinimin altındadır. Komalarda, özellikle bol miktarda sidik çıkarımı varsa (şeker koması, bol miktarda sidik çıkarımıyla birlikte süreğen böbrek iltihapları; şekersiz şeker hastalığı), akciğer ya da deri yoluyla anormal yitimler varsa (soluk darlığına neden olan hastalıklar; ateşli hastalıklar), bu bozukluk görülebilir. Ayrıca sıcak ve kuru ortamda yaşayan kişilerde de görülebilir.

Tuz fazlalığı böbrek yetmezliğinde, kalp yetmezliği sırasında, bazı sinirsel komalarda ve beyin ameliyatlarından sonra görülür.

Klinik belirtiler 4 gruba ayrılır:

— sindirim sistemi belirtileri; aşırı susama, hücre içi su yitiminin belirtilerinden birincisi ve en önemlisidir; bu susama ancak çok bol miktarda sıvı almakla azalabilir; dilin, dudakların ve bütün ağız-yutak mukozasının kuruluğuyla birliktedir; iştahsızlığa da sık rastlanır;

— sinir belirtileri; ancak çok ilerlemiş biçimlerde ortaya çıkarlar: Aşırı yorgunluk, iç sıkıntısı ile birlikte uyuklama. Bazen, ivegen bir ruhsal bozukluk da eklenebilir;

— solunum belirtileri; «Cheyne-Stokes solunumu» adıyla anılan tipe az ya da çok yaklaşan bir solunum düzensizliği bulunabilir;

— genel belirtiler; çok önemlidirler; deri kırışıktır, gözyuvarları çöküktür; önemli bir kilo yitimi ve ateş yüksekliği vardır.

Biyolojik belirtiler, özellikle kanın geçişme basıncında artma ve kan suyundaki sodyumda artma yansıtırlar.

Tedavi, sodyum verilmeden yeterli miktarda su verilmesine dayanır. Bilinci yerinde olan hastada sıvı girdisini, yani sulu içecekleri artırmakla, komadaki hastada kan ile aynı gerilimde sıvılar verilmesiyle bu amaca ulaşılır. Bazı ödemli kişilerde, böbrek dışı kan temizleme yöntemlerine başvurulabilir.

BOZUKLUKLARIN BİRLİKTE BULUNMASI

Bazen yukarda anlatılan çeşitli hastalık tablolarından bazıları birlikte gözlenebilir. Hücre içi ve hücre dışı bölümlerde su yitimini birleştiren toptan su yitimleri söz konusu olabilir. Bu bozukluğa şeker komalarında, yaşlılardaki bazı akciğer hastalıklarında, beyin kanamalarına bağlı felçlerde ve kolera biçimli ishallerde rastlanır. Su yitimleri çoğunlukla tuz yitimlerinden daha önemlidir. Çok sıkı bir tuz kısıtlamasına sokulmuş bazı hastalarda sidik çıkaramarha (anüri), kalp yetmezliği ve böbrek yumacıkları iltihapları toptan su tutulmasına yol-açarlar. Dili yanan, kuru derili ve susuzluk çeken bazı ödemli kişilerde, hücre dışı bölümde su tutulması, hücre içi bölümde de su yitimi vardır.

Hücre içi bölümde su tutulması ve hücre dışı bölümde su yitimi, ivegen böbreküstü bezi yetmezliği nöbetleri sırasında ya da uygun oranda su yitimleri olmadan tuz yitirilen durumlarda görülebilir. Sıvı dengesindeki bu karmaşık bozukluklara oldukça sık rastlanır ve tedavileri çok güçtür. Hastalar, ancak özel merkezlerde ve ard arda yapılacak biyolojik incelemelerin gözetiminde tedavi edilebilirler.

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir