Tıp dilinde sepsis denilen kan zehirlenmesi, vücudun karşılaştığı herhangi bir enfeksiyon durumuna karşı kandaki antijen ve antikor etkinliği ile gösterdiği tepki sonucu organların veya dokuların zarar görmesi hastalığıdır. Yani vücut kan aracılığı ile kendi kendini zehirler. Bu rahatsızlığa çoğunlukla fazla gelişmiş mikroorganizmalara karşı vücudun kendini yeterli düzeyde koruyamaması neden olmaktadır.
Sepsis hastalığının erken teşhisi bir hayli zor olduğu ve ancak ilerleyen zamanlarda belirti gösterdiği için genellikle geç tanı koyulmaktadır. Bu nedenle bu hastalık kısa zamanda çoğu organın zarar görmesine sebep oluyor ve buna bağlı olarak da hayati risk getiren hastalıklar grubunda yer almaktadır. Dünyaca ünlü üniversitelerce yapılan araştırmalara göre sepsis hastaların üçte biri hayatını bu hastalıktan dolayı kaybetmektedirler.
Bu hastalık genellikle çocuklarda görülmek üzere hemen hemen her yaş aralığındaki bireylerde görülmektedir. Hipotermi, hiperventilasyon, hareket durumunda değişiklik, aşırı titreme, üşüme, deride kendini gösteren lezyon oluşumları, yüksek ateş ve baş ağrısı gibi belirtilerle ilerleyen zamanlarda kendini gösteren sepsis hastalığı durdurulamazsa yüksek tansiyon, aşırı kanama, lökopeni, trombositopeni, siyanoz, asidoz, oligori, anüri, asidoz, sarılık ve karaciğer yetmezliği gibi ciddi hastalıklara yol açabiliyor.
Kan zehirlenmesi, yukarıda da belirttiğimiz gibi geç teşhis edilebilen bir hastalıktır. Bu nedenle tedavisinde mümkün olduğunca bilinçli ve hızlı olmak gerekmektedir. Klinik ve mikrobiyolojik tahliller sonucu elde edilen verilen ayrıntılı bir şekilde incelenmesinin ardından geniş içerikli antibiyotik tedavisine başlanılmaktadır. Tedavi boyunca hasta klinik kontrol altında tutulur. Hasta şoktaysa hastaya sıvı verilir ve yapay solunum uygulaması yapılır. Bunun dışında ileri derece sepsis hastalarında kullanılan toksemin tedavisinde antibiyotiklerin yanı sıra antitoksinlerde kullanılmaktadır.