Meme kanseri, kadınlarda daha sık görülebilen, meme dokusunun herhangi bir yerinden çıkabilen bir hastalık. Son yıllarda teşhis ve tedavi yöntemlerinin gelişmesi nedeniyle beli başlı kuralları takip ederek bu hastalıktan korunma, yakalanılırsa da en az zararla kurtulmak mümkün.
Öncelikle eskiden her 10 kadından birinde görülür denilen bu hastalığın, günümüzde her 8 kadından birinde görülme sıklığına eriştiğini belirtelim.Yani siz, anneniz, ablanız ya da çevrenizde gördüğünüz herhangi bir kadının hayatın boyunca meme kanseri olma riski yaklaşık %12.Tabii bu belirtilen oran sonuçta bir ortalama. Bunu artıran ya da azaltan faktörleri bir sıralayalım.
-Genetik : Hemen her kanserde olduğu gibi meme kanserinde de genetik faktör çok önemli. Doğumunuzdan itibaren genlerimize yazılı bilgiler bizim bir gün herhangi bir kansere yakalanma riskimizi gösterir. Dış etkenler nedeniyle yakalınalacak zaman öne çekilir ya da ileri bir zamana ertelenir. Ailenizde (anne tarafı ve baba tarafı aynı oranda etkiler) meme kanseri mevcutsa kontollere başlama yaşını daha erkene çekmek gerekir.
-Yaş: 50 yaş ve üzerinde meme kanseri görülme riski 4 kat artar.
-Sosyoekonomik Düzey: Son yıllarda meme kanseri görülme oranının artmasında en önemli etkenlerden biri. Erken adet görme -beslenmeyle yakın ilgili- geç menopoza girme, kariyer sevdasıyla çocuk yapma planını ileri yaşlara erteleme (ilk çocuğu 30 yaşın üstünde yapmak meme kanseri riskini artırır) , işe erken dönüp bebeği yeterli emzirmeme , ‘tek çocuk yeter ben kariyerimi yapayım ‘ deme, yani kısaca büyük şehirin kadınlara getirisi olan yoğun çalışma hayatı meme kanseri riskini maalesef artırıyor.
-Doğum Kontrol Hapı Kullanımı: Kesin olmamakla birlikte az da olsa riski artırdığı belirtiliyor şu günlerde. Doğru olsa bile kullanım kesildikten sonra riskin, kullanmayan bir kadınla aynı olacağını belirtelim.
-Yoğun egzersiz: Meme kanseri riskini azalttığı düşünülüyor. Yoğun egzersiz yapan kadınların erken menopoza girebileceğini ( östrojen seviyesinin azalıp testesteron oranının artmasına bağlı olarak) düşünürsek doğruluk ihtimali artıyor.
-Geçirilmiş Meme Kanseri: Hastalığa yatkınlık olduğu aşikar. Yakın takiple yeni bir meme kanseri riski aza indirgenir.
-Daha Önce Memeden Şüpheli Kitle Çıkarılması: Hastaların sık sık ‘3 sene önce kitle aldılar, temiz çıktı’ dediğini duyarım. Çok sevindirici bir sonuç olsa da, asla bundan sonra çıkmayacağı anlamına gelmez. Bazı temiz sonuçlar (mesela atipik hiperplazi) ilerde çıkabilecek meme kanseri riskinin artmış olduğunu gösterir. Aman sakın biopsi ya da kitle çıkarılması kanser riskini artırır gibi düşünülmesin. Sadece çıkan sonucun temiz olsa dahi, ilerde meme kanseri riskinizin artıp artmadığını doktorunuza ısrarla danışın.
Meme kanserini tam anlamıyla engelemek imkansız. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi ön plana çıkıyor. Şimdi bunlara göz atalım ;
MEME KANSERİ TEŞHİSİ
İlk ve en önemli kural kendi muayeneniz. 20 yaşından sonra her ayın belli bir günü memede yeni gelişen bir kitle var mı diye incelemek gerekir. Geçen ay yaptığınız incelemeden farklı bir bulgu varsa direk doktora başvurmalı.Bu arada adet dönemi ve öncesinde memede gelişebilecek hassasiyetlerden dolayı en uygun muayene zamanı adet sonrası olduğunu unutmayalım.. 40 yaşından önce doktora başvurmayı gerektirecek belli başlı diğer bulgular , memede artan ağrı, deri renginde değişme, koltuk altında yeni gelişen beze sayılabilir.
Diyelim ki memenizde ele gelen ve ayın diğer günlerinde de gerilemeyen bir kitle saptadınız. Hemen doktorumuza başvuruyoruz. Sakın konu komşudan ve görümcelerden (nedense ülkemizde görümcelerin sağlık bilgisi doktorlardan daha güvenilir bulunuyor:) duyduklarınıza inanmayın. Ele gelen kitlelerin ve mamografide görülen şüpheli kitlelerin %80 i selimdir (kod adı : temiz)
Muayeneyle ele gelen kitlelerin tanısında öncelikle görüntüleme yöntemleri kullanılır. Hasta 40 yaşın üzerindeyse mamografi , 40 yaşın altındaysa, meme dokusu yoğun olduğundan mamografiyle net değerlendirme yapılamayacağından ultrasonografi yapılır. Radyolog ya da muayeneye gittiğiniz doktor bu kitlelerin çıkarılmasını ya da biopsiyle değerlendirilmesini isteyebilir.
Meme Biopsisi: Birkaç yolla yapılır. Eğer kocaman bir kitle ise muayeneye gittiğiniz doktor tarafından gerçekleştirilebilir. Yok eğer derinlerde ya da küçük bir kitle ise radyolog tarafından ultrason ya da mamografi görüntülemesi yardımıyla biyopsi yapılır.
Kitlenin çıkarılması: Bazen biyopsi değil , direk kitlenin çıkarılarak incelenmesi istenebilir.
TEDAVİ
Çıkan sonuç kanser yönündeyse vücutta diğer kesimlere sıçrayıp sıçramadığı incelenerek tedavinin şekli belirir.
ÖNERİLER
20 yaşından sonra kendi kendine meme muayenesi, 40 yaşından sonra her yıl mutlaka mamografi, gerekli görülürse ultrason değerlendirmesi önemli. Herhangi bir sebeple doktorunuza başvurduğunuzda son meme muayenenizin üzerinden ne kadar süre geçtiğini lütfen hatırlatın (günde yüz hasta bakan bir doktorun bunu atlayabilme ihtimali vardır) . Eski tetkikleriniz – normal dahi çıksa- mutlaka saklayın. Ve yeni muayeneye , mamografiye ya da ultrasona gittiğinizde yanınızda getirin. Ailenizde meme kanseri varsa dikkatli olun. Meme kanseri riskini azaltacak faktörleri uygulamaya çalışın ama meme kanseri olmayayim diye de 10 tane çocuk doğurmayın.